Suriye’nin kuzeyinde 11 Haziran’da yapılmak istenen yerel seçimler, hem bölgesel hem de uluslararası çapta tartışma yarattı.
Ülkenin bu bölümünün önemli bir kısmında yönetimi elinde bulunduran Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin (KDSÖY) düzenlemek istediği seçimlere Ankara sert tepki gösteriyor.
Bu fiili yönetimi desteklemesine karşın, ABD de seçimler için şartların uygun olmadığını savunuyor.
Bölgedeki siyasi partilerinse seçimlere yönelik yaklaşımları farklı.
Merkezi Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde bulunan, Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokratik Partisi’nin (KDP) siyasi çizgisinde Suriye’de faaliyet gösteren partiler, seçimleri boykot ediyor.
Seçimleri düzenleyen kurumlar ise bir iptalin söz konusu olmadığını belirtiyor.
Suriye’nin kuzeyindeki seçimlerle ilgili merak edilenleri araştırdık.
SEÇİMİ KİM, NEDEN DÜZENLİYOR?
2011’de Suriye’de başlayan iç savaşın ilk yıllarında ülkenin kuzeyindeki bölümler, önemli oranda Suriyeli Kürt örgütlerin denetimine geçti.
Ana gövdesini Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) oluşturduğu, sol eğilimli bir çatı örgütü olan Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM), birçok bölgede siyasi kontrol kurdu.
Bu yapının askeri gücü ise Halk Koruma Birlikleri (YPG) oldu.
Cezire, Afrin ve Kobani’de “kanton sistemiyle” başlayan fiili özerk yapılanma, Irak-Şam İslam Devleti’nden (IŞİD) alınan topraklarla Arap bölgelerine doğru genişlerken Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi adını aldı.
Bu bölgede geçtiğimiz yıllarda da çeşitli seçimler yapıldı.
KDSÖY’ün yasama organı Suriye Demokratik Konseyi Nisan ayında yeni bir seçim yasasını onayladı ve Yüksek Seçim Komiserliğini belirledi.
Bunun ardından yerel seçimler için önce 30 Mayıs tarihi öngörüldü, ardından bir ertelemeyle bu tarih 11 Haziran olarak güncellendi.
BBC İzleme Servisi’nin Yönetim’in Kürtçe internet sitesine dayandırdığı haberine göre seçimler, kanton olarak tanımlanan yedi ayrı bölgede yapılacak.
Bunlar Cezire, Deyr Ez Zor, Rakka, Fırat, Menbic, Afrin-Şehba ve Tabka.
Bu bölgelerdeki altı büyükşehir, 40 şehir ve 105 beldede sandıklar kurulacak.
Türkiye’ye yakın silahlı muhalif grupların kontrolündeki alanlarda ise seçim yapılmayacak.
Seçime, bazıları aralarında ittifak kuran 30 siyasi parti katılacak.
PYD, Süryani Birlik Partisi, Demokratik Asuri Partisi, Suriye’nin Geleceği Partisi, Demokratik Yeşiller Partisi, Kürdistan Çağdaşlık Hareketi, Kürdistan Kardeşlik Partisi, Suriye Kürt Demokrat Sol Partisi, Kürdistan Emekçiler Birliği, Suriye Ulusal Demokratik İttifak Partisi bu partilerden bazıları.
KDP ÇİZGİSİNDEKİ PARTİLER NEDEN BOYKOT EDİYOR?
KDP çizgisindeki siyasi partilerin çatı örgütü Suriye Kürt Ulusal Konseyi ise seçimleri boykot ediyor.
Erbil merkezli Rudaw TV’ye konuşan Konsey’in Başkanlık Kurulu üyesi Süleyman Oso, partilerinin seçimler için kayıt yaptırmadığını çünkü “seçimlerin adil olmayacağını” söyledi.
Oso ayrıca “PYD’nin askeri anlamda güçlü olduğunu ve binlerce kişilik güvenlik gücünün insanları kendi adaylarına oy vermeye zorlayacağını” savundu.
“Seçim sonuçlarının önceden belli olduğunu” öne süren Oso, “katılımlarının süreci meşrulaştıracağını” belirtti.
ABD’NİN TEPKİSİ NE OLDU?
ABD, hem YPG’yi hem de genel olarak filli Özerk Yönetim’i destekliyor.
Ankara ise yıllardır bu politikayı eleştiriyor ve bir NATO müttefiki olarak ABD’nin bu desteğini kabul edilemez bulduğunu belirtiyor.
Bununla birlikte ABD’den “şartlar ve zamanlama” gerekçeleriyle bu seçime destek açıklaması gelmedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel 30 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, Suriye’deki herhangi bir seçimin ancak belli koşullar sağlandıktan sonra sağlıklı bir şekilde yapılabileceğini belirtti.
Patel, “Suriye’de yapılacak herhangi bir seçim, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararında da belirtildiği gibi özgür, adil, şeffaf ve kapsayıcı olmalıdır. Suriye’nin kuzeydoğusunda yapılacak seçimlerle ilgili şu anda gerekli koşulların sağlandığını düşünmüyoruz ve bu görüşümüzü Suriye’nin kuzeydoğusundaki ilgili aktörlere de ilettik” diye konuştu.
PKK çizgisindeki Fırat Haber Ajansı’na konuşan PYD Eş Genel Başkanı Salih Müslim ise bu açıklamayla ilgili, “Diplomatik bir söylem ve Türkiye’yi kışkırtmamak amaçlıdır” yorumunu yaptı.
TÜRKİYE NEDEN TEPKİLİ?
Türkiye, PYD-YPG’yi PKK’nın bir kolu olarak görüyor ve “terör örgütü” olarak değerlendiriyor.
Ankara, Suriye’nin kuzeyindeki fiili özerk yönetim modelini, Suriye’nin toprak bütünlüğüne karşı ve Türkiye açısından güvenlik tehdidi oluşturan bir süreç olarak ele alıyor.
Bu açıdan Türkiye, Suriye’nin kuzeyindeki seçim gündemine de başından bu yana tepkili.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 30 Mayıs’ta EFES-2024 tatbikatında yaptığı açıklamada, “Terör örgütünün halk oylaması bahanesiyle ülkemizin ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne yönelik mütecaviz eylemlerini yakından takip ediyoruz” dedi.
Erdoğan, “Türkiye, güney sınırlarının hemen ötesinde Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde bölücü örgütün bir teröristan kurmasına asla izin vermeyecektir. Oldubittiler karşısında daha evvel yapılması gerekiyorsa, ne yapılması gerekiyorsa onu yaptık, aynı durumla karşılaşmamız halinde harekete geçmekten yine çekinmeyiz” diye konuştu.
Bu açıklamanın ardından Türk medyasında, “Türk Silahlı Kuvvetleri Suriye’nin kuzeyindeki yeni bir askerî harekât mı düzenleyecek?” sorusu tartışılmaya başlandı.
Milli Güvenlik Kurulu’nun 28 Mayıs’taki toplantısının karar metninde de, “Irak ve Suriye’de gasp ettiği toprakları terör yuvası haline getiren PKK/KCK-PYD/YPG’nin ve ona sağlanan desteğin bölgemizdeki tüm unsurlarıyla birlikte bertaraf edileceği, millî güvenliğimiz ve komşularımızın toprak bütünlüğü hilafına herhangi bir oldubittiye fırsat verilmeyeceği vurgulanmıştır” ifadeleri yer aldı.
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ise yayımladığı açıklamayla, “kendileri ve Şam arasındaki konuların Suriye’nin iç meseleleri olduğunu, Türkiye’nin güvenliğiyle ilgisi olmadığını” belirtti.
Yönetim, Türkiye’yi, “kontrolündeki bölgeler üzerinden Suriye’nin toprak bütünlüğünü hedef almakla” suçladı.
Ayrıca geçen günlerde Suriye’nin kuzeyindeki 33 parti ve örgüt ortak bir açıklama yaparak, seçime katılan partilerin “Suriye’nin birliğini savunduğunu, bu deneyimin komşu ülkeler için tehdit oluşturmadığını” belirtti.
Açıklamada Türkiye’ye, demokratik deneyim olarak tanımlanan sürece “olumlu yaklaşma çağrısı” yapıldı.
ESAD YÖNETİMİ NASIL YAKLAŞIYOR?
BBC İzleme Servisi’nin aktardığına göre Şam yönetimden seçimlere yönelik henüz bir açıklama yapılmadı.
4 Haziran’da Suriye’nin resmi haber ajansı SANA’da yer alan habere göre ise Suriye Dışişleri Bakanı Faysal El Mikdad, “Suriye-Türkiye diyaloğunun temel şartı, Ankara’nın işgal ettiği topraklarımızdan çekilmeye hazır olduğunu beyan etmesidir” diye konuştu.
Bu arada TEV-DEM yaptığı bir açıklamayla 11 Haziran seçimlerinin iptalinin söz konusu olmadığını belirtti.
GÜNDEM
12 Ekim 2024SPOR
12 Ekim 2024GÜNDEM
12 Ekim 2024SPOR
12 Ekim 2024SPOR
12 Ekim 2024GÜNDEM
12 Ekim 2024GÜNDEM
12 Ekim 2024