Avukatlar adına basın açıklamasını okuyan avukat Ezgi Önalan, iktidarın 20 yılı aşkın süredir savunmayı etkisiz hale getirmeye çalıştığını ifade ederek, “İktidar, toplumun tüm muhalif kesimlerine ve hak savunucularına karşı sürdürdüğü yargı tacizini, avukatlar üzerinde de sürdürmeye devam etmiştir. Yargının giderek daha da siyasallaştığını, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının daha fazla ihlal edildiğini, fikir ve düşünce özgürlüğünün yok sayılarak yüzlerce gazeteci, siyasetçi ve meslektaşımızın hapishanelerde bulunduğunu, adil yargılanma hakkının yok sayıldığını, savunmanın ve dolayısıyla avukatın olmadığı bir dönemin inşa edilmeye çalışıldığını, fikir özgürlüğü çerçevesinde yapılan sosyal medya paylaşımları nedeniyle kişilerin cezai yaptırımlarla maruz bırakılmaya çalışıldığını görüyor ve buna karşı sesimizi yükseltiyoruz” diye konuştu.
“MESLEKİ FAALİYETLER NEDENİYLE YARGILANDILAR”
Ezgi Önalan, devamında ise avukatların, takip ettikleri davalar ve müvekkilleriyle özdeşleştirildiklerini, bu nedenle de itham edildiklerini, soruşturulduklarını ve hatta hapsedildiklerini kaydetti.
Takip ettikleri davalar nedeniyle meslektaşının sayısız kez gözaltına alındıklarını da belirten Önalan, Özgürlük için Hukukçular Derneği ve Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi birçok avukat hakkında mesleki faaliyetleri nedeniyle yargılamaların yapıldığını kaydetti.
“MESLEKTAŞIMIZ CAN ATALAY HUKUKSUZ YARGILAMAYLA CEZALANDIRILDI”
Avukat Önalan, “Adil yargılanma talebiyle 238 gün ölüm orucu eylemini sürdüren avukat Ebru Timtik, 27 Ağustos 2020 tarihinde ölüm orucu eylemi sebebiyle yaşamını yitirmiştir. Meslektaşımız ve bir önceki dönem HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, AİHM’in derhal tahliye kararına rağmen tahliye edilmemiştir. Yine, meslektaşımız ve seçilmiş Hatay milletvekili Avukat Can Atalay hukuksuz bir yargılama neticesinde cezalandırılmış, hapsedilmiş ve Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararına rağmen milletvekilliği düşürülmüştür. Meslektaşlarımız, geçim sıkıntısı nedeniyle hayatlarına son vermekte, haciz mahallinde saldırıya uğramaktadır. En son 3 Nisan’da, Van halkının seçim iradesini gaspetme girişimine karşı, İstanbul hukuk kurumları olarak Çağlayan Adliyesinde yapmak istediğimiz basın açıklamasına, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yetki sınırlarını aşan yasaklama kararı gerekçe gösterilerek izin verilmemiş, polisin sert saldırısı sonrası avukatlar adliyeye alınmadığı gibi, 13 meslektaşımız da gözaltına alınmıştır” diye konuştu.
“İTİBARSIZLAŞTIRMA POLİTİKASI”
Avukatlara yönelik ‘bu tür saldırılarla mesleklerinin itibarsızlaştırılmaya, avukatı sıradanlaştırmaya ve avukatı saldırı açısından kolay hedef haline getirme politikasının sistematik olarak devam ettirildiğini’ ifade eden avukat Ezgi Önalan, “28 Kasım 2015’te katledilen meslektaşımız Diyarbakır Baro Başkanı avukat Tahir Elçi’nin faillerinin yargılandığı dava 5 yıl sonra başlamış, yargı süreci failleri tespit etmekten ziyade, gizlemeye ve aklamaya yönelik, bilimsel raporları görmezden gelerek hazırlanan iddianameyle yargılama devam etmektedir” diye konuştu.
AVUKATLAR ADINA İKTİDARA ÇAĞRI
“Meslektaşlarımızın faili meçhul cinayetlerle katledildiği, siyasal gerekçelerle tutuklandığı, adliye koridorlarında işkence ile gözaltına alınarak itibarsızlaştırıldığı, yoksulluğa ve güvencesizliğe terk edildiği bu koşullarda ‘5 Nisan Avukatlar Günü’nü kutlamıyoruz” diyen Önalan, avukatlar adına iktidara çağrıda bulunarak, “İnsan hakkı ihlali gerçekleştirenlere karşı devlet tarafından gösterilen cezasızlık toleransına son verilsin, yasal siyasal faaliyetleri ve mesleklerini ifa ettikleri için tutuklanan, soruşturulan, gözaltına alınan tüm avukatlar, siyasetçiler ve gazeteciler derhal serbest bırakılsın. Bu vesileyle, bugün hala tutuklu bulunan meslektaşlarımız özgür kalana, adil bir yaşam inşa edilene kadar adalet mücadelesi vermeye devam edeceğimizi bir kez daha tekrar ediyoruz. Bu koşullarda, 5 Nisan Avukatlar Günü’nü Kutlamıyor, Mesleğimizi Savunuyoruz” ifadelerini kullandı.
EREN KESKİN: “BİZE IRKÇI BİR UYGULAMA YAPILDI”
Burada konuşma yapan İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, şöyle konuştu:
“Biz ‘avukatlar gününü kutlamıyoruz’ derken avukat arkadaşımız Duygu Eroğlu, bugün burada gözaltında. Esenyurt’taki basın açıklamasına katıldığı için. Bizler de bundan iki gün önce seçimden sonra Van’da Kürt halkının iradesine el konulması nedeniyle bir açıklama yapmak istedik. Ancak hem iç hukukun hem de Türkiye’nin atında imzası bulunduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde kayıtlı olan haklarımızı kullanmak istedik. Ama ne yazık ki bu açıklamayı yapmamıza izin verilmedi. İzin verilmemesinin gerekçesi son derece açıktı. Çünkü bu ülkede Mahmut Esat Bozkurt hukuku uygulanıyor.
Ne yazık ki bu ırkçı uygulama sahibi adına bugün İstanbul Barosu, İnsan Hakları Ödülü veriyor. Bize son derece ırkçı, ayrımcı bir uygulama yapıldı. Yerlerde sürüklendik, kalkanlarla ezildik, bir arkadaşımızın burnu kırıldı, bir arkadaşımız kalp krizi geçirdi” diye konuştu. Keskin, “Bu nedenler İnsan hakları savunucu ve devrimci avukatlar olarak burada bir kez daha Türkiye Cumhuriyeti Devletini başta kendi iç hukukuna, ondan da önemlisi altına imza attığı uluslararası sözleşmelere uygun davranmaya çağırıyoruz.”
“HERKES İÇİN ADALET İSTİYORUZ”
Avukat Kemal Aytaç ise, “Biz adalet istiyoruz, biz hukuk istiyoruz, biz özgürlük istiyoruz, eşitlik istiyoruz, herkes için adalet istiyoruz. Bizim derdimiz tasamız bu. Bugün avukatlar günü. Avukatların elbette sorunları var, beklentileri var. Ama hiçbir sorunumuz halkımızın sorunundan ayrı değil. Tek başımıza özgür olmamız mümkün değil. Toplum, ülke demokratik olursa, özgürlükçü olursa avukat da özgürlük içinde yaşar, savunma da güçlü olur” diye konuştu.
GÜNDEM
02 Aralık 2024SPOR
02 Aralık 2024GÜNDEM
02 Aralık 2024SPOR
02 Aralık 2024SPOR
02 Aralık 2024GÜNDEM
02 Aralık 2024GÜNDEM
02 Aralık 2024