Kurban Bayramı öncesi uzmanlar, çocukların kurban kesim anına şahit olmasının travmatik sonuçları olabileceği konusunda uyardı.
Türk Psikologlar Derneği Etik Kurul Üyesi Uzman Psikolog Ümit Taş ve Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) Türkiye Rehabilitasyon Koordinatörü Klinik Psikolog Burak Emre Kadak, Kurban Bayramı’nda ailelerin çocuklarının ruh sağlığını nasıl koruması gerektiğini anlattı.
Türk Psikologlar Derneği Etik Kurul Üyesi Uzman Psikolog Ümit Taş, Kurban Bayramı’nın çocuklara sosyokültürel yönleri ile aktarılması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:
“Kurban Bayramı herkes için farklı anlamlar içermektedir. Çocuklarda ise gelişim dönemlerine göre farklılık göstermektedir bu anlam. Çocuklarımızın Kurban Bayramı’nı travmatize olmadan geçirebilmesi için öncelikle Kurban Bayramı’nı anlatırken sosyokültürel yönlerini değerlendirmeliyiz. Bunlar nedir? Yardımlaşma, dayanışma, akraba, eş dost ziyareti, paylaşma gibi kavramlardır. 11-12 yaşın altındaki çocuklarda Kurban Bayramı’nın dini ve ölüm, kurban edilme gibi derin içeren kavramları anlatmamız çocuklarda kafa karışıklığına sebep olabilmektedir. Kurban kesimine çocukların birebir tanıklık etmesi çocuklarda travmatik süreçleri başlatabilir. Bu yüzden 12 yaşından küçük çocuklara soyut kavramları anlamlandırmada güçlük yaşayacaklarını biliyoruz. Bu yüzden kurban kesim alanlarında bu çocukların bulundurulmamasına dikkat etmeliyiz. “
“KURBAN KANINI VÜCUDUNA SÜRMEYE ZORLAMAYIN”
Çocukların duygusal bağ kurduğu hayvanların kesilmesinin travmaya yol açabileceğini vurgulayan Psikolog Taş, travma geçiren çocuklar için profesyonel yardım alınması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
“Sevsin, beslesin diye eve alınan küçükbaş hayvanların sonradan kesilmesi çocuklarda travma yaratabilir. Çocukları mümkün olduğunca uygun olmayan kesim koşullarını, acemi kasapları, kaçan kurbanlıkları ve benzeri haberlerin olduğu TV programlarından, haber programlarından uzak tutmalıyız. Gelenek, kültür diyerek kurban kesimini izlemeye, kurbanlığın kanını çocuğun vücuduna sürmeye çocuklarımızı zorlamamalıyız. Travmatize olmuş çocuklarda, korkularda artma, kaygısını kontrol edememe, uyku düzeninde bozulma, beslenme bozuklukları, kabuslar ve benzeri belirtiler görülebilmektedir. Travmatize olan çocuğu dinlemeli, kesime tanıklık etmişse eğer bu bu olayın nasıl olduğunu dinlemeli ve onu anlamaya çalışmalıyız. Korkusuyla dalga geçmek, onu yargılamak, eleştirmek çocuğa zarar verecektir. Çocuğun kendisini ifade etmesine izin vermeliyiz. Kaygısını yatıştırmaya çalışmalıyız. Çocukların soruları karşısında paniklememeli, konuyu fazla uzatmadan, karıştırmadan konuya basit kelimelerle ve net cümlelerle hakim olup onlara anlatmaya çalışmalıyız. Buna rağmen yine çocukta eğer kaygı, uykusuzluk, beslenme bozukluğu ve benzeri psikolojik dengesizlikler, davranış bozuklukları görmeye devam ediyorsak mutlaka bir profesyonelden yardım alması sağlamalıyız.”
“ŞEKER TOPLAMA GELENEĞİ RİSK FAKTÖRLERİNDEN BİRİ”
Bayramlarda çocukların bedensel söz hakkına saygı duyulması gerektiğini ifade eden UCİM Türkiye Rehabilitasyon Koordinatörü Klinik Psikolog Burak Emre Kadak, şu görüşlere yer verdi:
“Bayramda çocuklar için risk faktörlerinden bir tanesi şeker toplama geleneği. Çocukların güvenli alanlarından uzaklaşmamaları gerektiğini, ailesine bilgi vermeden kimsenin evine gitmemesi gerektiğini uygun bir şekilde anlatmak gerekmektedir. Bu faaliyetler gerçekleştiği zamanda, birinin evine girdiği zaman da ya da birisi ona şeker verme vaadiyle herhangi bir şey yaptığı zamanda bu bedensel söz hakkının ihlalidir. Yine çocuktan izin almadan çocuk hayır dediği halde öpmek, sarılmak ya da herhangi bir zorlamak olumsuz bir yönde etkileyecektir. Bu süreçte çocuklara temas etmeden önce izin alınmalı. İstemediğini belirtirse de saygı duymak çok önemlidir. Her çocuk birbirinden çok farklıdır. Kimi çocuk kalabalık bir ortamda mutlu olurken kimi çocuk da sosyal olarak kalabalık ortamlarda rahatsız olabilirler. Kalabalık ortamlar, kaygı oluşturabilir. O yüzden çocukları konuşmak için zorlamamalı ya da zorlayıcı sorular sorulmamalıdır. Biliyorsunuz ki bayramlarda ritüel sorulardan biri; ‘kimi daha çok seviyorsun?’ gibi bir soru. Oldukça yanlış bir sorudur. Bu tarz tercih yaptıracak sorular sorulmaktan kaçınmalıdır. “
“KESİNLİKLE KESİM YERİNE GÖTÜRÜLMEMELİ”
Psikolog Kadak, özellikle 12 yaş altı çocukların kurban kesim yerlerine götürülmemesi gerektiğiniifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Kurban Bayramı çocuklara olabildiğince somut bir şekilde anlatılmalı ve aktarılmalıdır. Kurban, bayram, ritüeller bunlar soyut kavramlar. O yüzden bunu somutlaştırarak paylaşmanın, yardımlaşmanın, birlik ve beraberliğin açıklaması yapılarak örneklendirilebilir. Soyut işlemler döneminde olan çocuklar için ise yani 11-12 yaş üzerindeki çocuklar için de duygusal olgunluğu göz önünde alınarak anlatım sağlamak önemlidir. Yine aile büyükleri çocukları kurban kesimine götürmek isteyebilirler veya çocuklar kendileri ‘ben gelmek istiyorum’ diyebilir. Özellikle somut işlemlerde 11 ve altındaki olan çocuklar için bu durumu anlamlandıramayacağı ve korku ve kaygı seviyesini yüksek derecede arttıracağı için kesinlikle gitmemesi gerekiyor. Gördükleri durumlardan dolayı uyku problemleri çekebilirler. Kabuslar, iştahsızlıklar, bağırarak uyanmama ya da uyuyamama gibi problemler yaşayabilirler. Çocuklar daha önce kurbanlık hayvan ile temas kurduysa duygusal bir bağlanma olabilir ve daha kötü etkileyebilir. Yine evcil hayvanı olan bir çocuk ise onun da kurban edilmesinden dolayı birtakım kaygı problemleri yaşayabilir.”
GÜNDEM
10 Ekim 2024SPOR
10 Ekim 2024GÜNDEM
10 Ekim 2024SPOR
10 Ekim 2024SPOR
10 Ekim 2024GÜNDEM
10 Ekim 2024GÜNDEM
10 Ekim 2024