0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

CHP Milli Savunma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Azerbaycan basınına bir röportaj verdi.

Azerbaycan’la ilişkilere yönelik açıklamalarda bulunan Bağcıoğlu, soruları şu şekilde yanıtladı:

“Türk Dünyası genetik kodlarında asker ve silahlı kuvvetlerin özel bir yeri vardır. “Her Türk askeri doğar” ifadesi toplumlarımızda yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu bakımdan özellikle Türkiye ve Azerbaycan’da bu genetik eğilimi teknolojik üstünlükle birleştirmeye yönelik çalışmaları büyük bir mutlulukla izliyoruz.

Meslek hayatımda Harp Okulunda birlikte okuduğum ve farklı ortamlarda tanışma fırsatı bulduğum Azerbaycan askeri personelinin vatan sevgisi, mesleki bilgi ve tecrübesi, personelle dostluktan çok kardeşlik. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu durumu beni iyi yönde etkiliyor.

Türk Savunma Sanayisinin üretim ve gelişme yönünde yakaladığı olumlu ivme sonucunda, özgün ve teknolojik açıdan üstün silah sistemlerinin Türk Dünyası tarafından tercih edildiği ve birçok kardeş ülkenin silahlı kuvvetleri tarafından kullanıldığı açıkça görülmektedir. Bu açıdan bakıldığında Türk Dünyasının askeri alana bakışının sayısal üstünlükten ziyade teknolojik üstünlüğü hedefleyen bir bakış açısı haline geldiği söylenebilir.

Ayrıca Türk Dünyası ülkelerinin ortak tatbikatlar düzenlemesi, askeri alanda bilgi ve tecrübe paylaşımının artırılması önem taşıyor. Birlikte çalışabilirlik sadece teknolojiyle değil, askeri doktrin ve eğitimin uyumlaştırılmasıyla da mümkün olacak. Bu doğrultuda Türk Dünyasının askeri iş birliği çerçevesinde daha fazla koordinasyona ve ortak projelere ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

“ASKERİ BİR İŞBİRLİĞİNİN OLUŞTURULMASI AÇISINDAN ÖNEMLİ ADIMLAR OLACAKTIR”

Şuşa Deklarasyonu, Türkiye ile Azerbaycan arasında yıllardır devam eden askeri ilişkilerin temel çerçevesini ortaya koyan ve bu çerçevenin temellerini uluslararası dünyaya ilan eden çok önemli bir belgedir.

Önemli olan belgede özetlenen etkinliklerin gerçek hayatta uygulanma şeklidir. Şuşa Deklarasyonu’nda ifade edilen askeri faaliyetleri Türkiye ve Azerbaycan silahlı kuvvetleri yürütmektedir. Karşılıklı askeri tatbikatların ve askeri yeteneklerin artırılmasına yönelik sürdürülen faaliyetleri büyük bir mutlulukla izliyoruz.

Ancak bu ilişkiler doğrultusunda bazı noktalara ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

Örneğin bir Azerbaycan Deniz Kuvvetleri subayının Türk Deniz Kuvvetleri gemilerinde nöbetçi subay olarak görev yapması (ya da tam tersi), iki ülkenin silahlı kuvvetleri arasındaki ilişkileri derinleştirecektir. Aynı şekilde iki ülkenin askeri eğitim kurumlarında uzun vadeli akademik personel değişikliklerinin bu ilişkileri artıracağını düşünüyorum.

Ayrıca ortak savunma sanayii projelerinin geliştirilmesi iki ülkenin askeri yeteneklerini daha da güçlendirecektir. Özellikle drone, siber güvenlik ve elektronik harp gibi teknolojiler üzerinde iş birliği yapılması her iki ülkenin savunma kabiliyetini artıracaktır.

Ayrıca sayının artırılmasıyla birlikte gerçekleştirilecek ortak tatbikatlara Türk Devletleri Teşkilatı’na üye diğer ülkelerin de dahil edilmesi, geniş çaplı bir askeri işbirliğinin oluşturulması açısından önemli adımlar olacaktır.

“BÖLGESEL GÜVENLİK OLUŞTURULABİLECEK”

Bu fikre önem vermenin yanı sıra en önemli şeyin Türk Devletleri Silahlı Kuvvetleri arasındaki karşılıklı faaliyetin geliştirilmesi olduğunu söyleyebilirim. Bu ortak yaratım tam olarak istediğimiz sonucu verebilir. Bunun için diğer derneklerle işbirliği yapılması önemli.

Önemli olan Türk Devletleri Teşkilatının silahlı kuvvetleri arasında tam uyum ve etkileşim mekanizmalarının oluşturulmasıdır.

Ayrıca TDT üyeleri arasında savunma işbirliği anlaşmasının imzalanmasının da süreci hızlandırması bekleniyor. Aynı zamanda mevcut anlaşmaların geliştirilip genişletilmesi de faydalı olacaktır. Bu anlaşmalar arasında ortak tatbikatların planlanması, savunma sanayii projelerinde işbirliği yapılması, askeri personel değişim programlarının artırılması yer alabilir. Böylece Türk Devletleri arasındaki askeri entegrasyon daha güçlü bir şekilde sağlanabilecek ve bölgesel güvenlik oluşturulabilecektir.

“TÜRK DÜNYASI İLE İLİŞKİLERİMİZİ GÜÇLENDİRMEK ADINA SORUMLULUKLARIMIZI YERİNE GETİRMEYE HAZIRIZ”

CHP, kurucu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün emanet ettiği siyasi vizyonun bir sonucu olarak, tarihsel olarak Türk devletlerini, “İki devlet – tek millet” anlayışıyla ifade ettiği gibi, farklı coğrafyalarda yaşayan aynı milletin parçaları olarak görmektedir. CHP olarak Türk dünyası ile ekonomik, kültürel ve sosyal ilişkilerin geliştirilmesi için çaba harcıyoruz. Ortak tarihimizi ve kültürümüzü daha iyi tanıtmak, eğitim alanında işbirliğini artırmak ve ortak projeleri hayata geçirmek için adımlar atıyoruz. Türk Dünyası ile ilişkilerimizi daha da güçlendirmek ve ortak geleceğimizi şekillendirmek için üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye kararlıyız.

Azerbaycan ile ilişkilerimizi daha da güçlendirmek adına çeşitli projeler hayata geçiriyor ve işbirliği yapıyoruz. Ortak kültürel etkinlikler, ekonomik işbirlikleri ve eğitim alanındaki projelerle iki ülke arasındaki ilişkileri daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz. Azerbaycan halkıyla kardeşlik ilişkilerimizi güçlendirmek, karşılıklı anlayış ve işbirliğini artırmak için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz.

CHP’deki son değişimin mimarı Genel Başkanımız Özgür Özel, göreve geldikten sonra ilk resmi ziyaretini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne, ikinci ziyaretini ise Azerbaycan’a yapmayı hedeflediğini açıkladı.

CHP olarak Azerbaycan’la ilişkilere büyük önem verdiğimizi bir kez daha vurgulamak istiyorum. Başkanımız Özgür Özel aracılığıyla uygun bir tarihte Azerbaycan’ı ve Azerbaycan’ın liderini ziyaret etmek istediğimizi de bildiririm.”